بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ ١٥

Böyleyken halâ daha çoğunu vermemi bekliyor.

– Seyyid Kutub

كـَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا ١٦

Hayır, hayır! O ayetlerimize inatla karşı çıkıyor.

– Seyyid Kutub

سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا ١٧

Onu sarp bir yokuşa saracağım.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ ١٨

O düşündü ve değerlendirme yaptı.

– Seyyid Kutub

فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ ١٩

Kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?

– Seyyid Kutub

ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ ٢٠

Bir daha kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?

– Seyyid Kutub

ثُمَّ نَظَرَ ٢١

Sonra baktı,

– Seyyid Kutub

ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ ٢٢

Sonra suratını astı ve kaşlarını çattı.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ ٢٣

Sonra yüz çevirdi, büyüklük tasladı.

– Seyyid Kutub

فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ ٢٤

Ve dedi ki; «Bu Kur'an eskilerden aktarılan bir büyüdür.

– Seyyid Kutub

إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ ٢٥

O kesinlikle insan sözüdür.»

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu